∫ Kafam karışık… ama nihayet birkaç cümle paragraf yazabildim bugün. dün gece saat üçte ilginç bir makale bulunca ancak uyuyabildim. ne çok şey var, ve ne çok şey yok.
Ω Adamın biri, solitude-altitude ilişkisine dair bi şey dediydi de hatırlayamadım şimdi.
≈ Sivil dikta tartışmasını takip ediyorum. gözlemim şu: akp’ye entelektüel cephane sağlayan liberal kanat bu argümanı karşılayamadı. mesele geldi, ana çelişki-tali çelişki sorununa dayandı. ilginç… bu samimi demokratlıktan daha ileri şeyler de çıkar mı? siyasetin sübapları açılır mı? umutluyum.
√ Tekel işçilerinin bir kaç videosunu izledim. oh be. ne kadar ihtiyacımız var sokaktaki vatandaşı sokakta görmeye. radikal bir gündem değişikiliği lazım demiştim, böyle böyle olur mu?
µ Elif şafak’ın bit palas’ından 20 sayfa zorladım. kabız gibi yazmış. bir 20 sayfa daha zorlarım, olmadı önümüzdeki maçlara bakarız.
~ bu hafta arapça başlıyor. üstadın (tanpınar mı?) dediği gibi, “ızdırabın ilacı ızdırab”…
Berlin’de bir hayalet dolaşıyor: Türkiyeli yeni diaspora. Sevdikleri biçimde söylersek New Wave-Yeni Dalga’cılar. Bir de eskisi var elbette. Daha doğrusu, New Wave kendine yeni derken, kendinden öncekilere de eski demiş oluyor. Yeni diaspora Almanya’ya "ben senin bildiğin Türklerden değilim” diyor. Yeni Dalga eğitimli, genç ve hırslı. Eski Dalga da gençti, ancak Türkiye’nin köylerinden gelen genç köylülerdi. Bir zamandan başka bir zamana geldiler. Kimse umursamadı ama zamanı sırtlarında taşıdılar. Eski Dalganın sırtında kocaman bir kambur var, dışarıdan bakan sadece kamburu görüyor. İçerden görünen ise, Sivas, Çorum ve Varto. Yeni Dalga, aksine, zaman değil, mekan değiştirdi. Türkiye’nin millenial kuşağı Berlin’de aynı zamanı yaşadıklarını düşündükleri çocuklarla komşu oldular. Biraz daha geriye gidersek Yeni Dalga Erdoğan’ın Türkiye’sini önce beğenmedi, sonra şöyle bir silkeledi (Gezi’de), sonra da siyasetin doğuda pek kibar bir şekilde yapılmadığını farkederek, Türk
Yorumlar