"liberal" ya da "liberal solcu" ifadelerinin sol çevrede bir küfür gibi kullanılmaya başlanması hayra alamet değil doğrusu.
Tanıl Bora tam da buna değinmiş:
"Uzun bir zamandır, geniş bir sol yelpazede, liberal adı ya da sıfatı, bir hakaret olarak kullanılıyor. "Liberal aydınları" eli kanlı işkencecilerden katillerden daha vahim bir musibet olarak takdim etmeye kadar varabiliyor iş. Özellikle kendini liberal olarak tanımlamayı tercih etmeyen sol, sosyalist aydınlara da teşmiş edildiğinde, hakaret kastı, hakaret olmadığında da ötekileştirme vasfı belirginleşiyor. Sosyalist solu liberalizmden ayırt etmek, farkı koymak elbette lüzumlu ve önemli. Ancak solculuk ortamında anti-liberalizme, bu farkı belirlemenin icabını aşan bir şehvetle sarılınmıyor mu? Anti-liberalizmin iğvasına kapılmanın götüreceği tehlikeli sular vardır. Faşizmin sosyalizmle liberalizmi aynı soydan düşünmesi boşuna değildir; liberalizmi karalarken "yabancılık", "batı-kaynaklılık", "maddiyatçılık", "manevi değerlere uzaklılık", "kozmopolitlilik", "entelektüalizm" gibi ithamlar, solu da karalamakta kullanılan düşkünlüklerdir. Kendisini anti-liberalizme fazla kaptıran bir solun böylesi motifleri işlemeye başlaması görülmedik şey değildir. "Liboş" (beraberinde "entel") gibi açıkça cinsiyetçi bir küfür sözünün gönül rahatlığıyla benimsenmesine ise hiç girmiyorum.
Kısacası, “liberalliğin” kolaylıkla hakarete indirgenmesi, hayra alamet değildir. Sadece bu tehlikeli sulara götürebileceği için değil sosyalizmin liberalizmle ‘meselesini’ ciddiye almasının önüne geçeceği için de problemlidir.”
Sol, Sinizm, Pragmatizm, s.68
Berlin’de bir hayalet dolaşıyor: Türkiyeli yeni diaspora. Sevdikleri biçimde söylersek New Wave-Yeni Dalga’cılar. Bir de eskisi var elbette. Daha doğrusu, New Wave kendine yeni derken, kendinden öncekilere de eski demiş oluyor. Yeni diaspora Almanya’ya "ben senin bildiğin Türklerden değilim” diyor. Yeni Dalga eğitimli, genç ve hırslı. Eski Dalga da gençti, ancak Türkiye’nin köylerinden gelen genç köylülerdi. Bir zamandan başka bir zamana geldiler. Kimse umursamadı ama zamanı sırtlarında taşıdılar. Eski Dalganın sırtında kocaman bir kambur var, dışarıdan bakan sadece kamburu görüyor. İçerden görünen ise, Sivas, Çorum ve Varto. Yeni Dalga, aksine, zaman değil, mekan değiştirdi. Türkiye’nin millenial kuşağı Berlin’de aynı zamanı yaşadıklarını düşündükleri çocuklarla komşu oldular. Biraz daha geriye gidersek Yeni Dalga Erdoğan’ın Türkiye’sini önce beğenmedi, sonra şöyle bir silkeledi (Gezi’de), sonra da siyasetin doğuda pek kibar bir şekilde yapılmadığını farkederek, Türk...
Yorumlar