a dostlar, bi secim daha ustumuzden gecti.
aklimizda kalanlar: twitter secim gecesine renk katti, roj tv den sandik sandik bilgilendik. ama bi de isin diger yani var ki, teknoloji sayesinde eskiden sabahlara kadar suren secim gecelerinden mahrumuz artik. lanet olasica iki saatte hersey bitti. neyse ki secim gene secim, kafamiz igfal edildi, ama fena da eglenmedik.
Sonucta gene kaybettik. ne zaman kazanmistik ki? bence bu is parlamenterist yollarla olmaz, artik leninist, fokocu, blankici, sivil inisiyatif filan elde ne varsa baska yollar deneyelim. her turlu eglenceli ama insan arada “sarki dinlemek degil sarki soylemek istiyor”…
alin size bi iki not:
- Secimden once asagi yukari ne olacagi belliyken muthis heyecan vardi. Sonra asagi yukari olacagi tahmin edilen oldu, ama heyecan dinmedi. Enteresan degil mi? Pek cok kisi sanki dunyanin en acaip seyi olmus gibi davraniyor. Memleketim okumus yazmislarinin gerceklige gosterdigi bu direnc takdire sayan: Hala “nerde bu iki kisiden biri” diyebilenleri toplayip hayirsiz adaya birakalim kurtulalim.
- CHP basarisiz diyenlere hatirlatmak isterim: Varsa o kanatta bi burukluk ve sukut-u hayal bunun sebebi vesilesi sisirilmis beklentilerden ibaret, ki o beklentileri de Ulu Mahatma sisirdi. Dolayisiyla simdi kalkip adama basarisiz oldun demek absurd kaciyor. Yani cocuk umutsuz vaka, son ay sinavdan once bi gaz calismis matematikten 26 net yapmis, neden 30 neden yapmadin diyorlar! Bence bi dahaki sinavda daha iyi yapar!
- CHP’nin sorunu secim sorunu degil. Daha yapisal. Kabul edelim CHP’de ne kadar premature olursa olsun fikri olan adam Mahatma ve ekibi. Ama allah sabirlar versin. Bir devlet memurunun siyasetle imtihani!
- Kurtlerin ve Sirri’larin basarisina sevinmeyen varsa ya karsi taraftandir, ya kalpsizdir, ya da mesele uzerine Sirri’nin deyimiyle “bes dakika tefekkur” etmemistir.
- Daha genel bi degerlendirme: Burasi Turkiye, burada sag parcalanmadigi surece hep kazanir. Tarihsel ornekler mevcuttur, dolayli degil dolaysiz ornek isteyenler 1950’lerin DP’sine, 1960’larin AP’sine bakarlar, ogrenirler.
simdilik bu kadar. Saglicakla kalin.
Bu aralar “zinde kuvvet” lafını biraz sıkça kullanır oldum, düşününce biraz anlamlı da geldi. Aslında bununla demek istediğim “politik toplum”dan başka bir sey değil. Bilindiği gibi zinde kuvvet lafı 1960’ların siyasal jargonundan kalma. Belki geçmişi de vardır ama politikada etkili kesimleri, somut olarak da 60’ların Türkiyesinde ordu, gençlik, aydınlar ve belki o zaman için işçi sınıfının bir kesimini de ifade ediyor. Şimdi kimler bu zinde kuvvetler? Neyse… bu soru bi yana, siyaseti böyle düşünmek demokrasi dediğimiz şey her ne ise onun yarattığı bir ilüzyondan kurtarıyor bizi. Bu ilüzyon şudur: Her birey, belli bir toprağın üzerinde yaşamak yani varolmak nedeniyle otomatik olarak politik kabul edilir ve genel oy hakkı bu varsayımın en somut halidir. Elbette bireylerin politika yapma hakları bir sürü yasa ile mümkün kılınır ama bunun en çok göründüğü an elbette seçimlerdir. Bu esasında güçlü bir ilüzyondur çünkü, bir kere o ülkede yaşayan bir ...
Yorumlar