malum circle’larda söylenen çok bilinmedik bir şarkının bir yerinde der ki, “yepyeni bir güneş doğar bizde ve ülkelerde”…
yüklemin geniş zamanda çekilmesi mühimdir, çünkü geniş zaman adından da belli ki, en geniş zamandır. olmuştur, olmaktadır ve olacaktır. üstelik sadece misakı milli sınırları içinde değil, dünyasaldır, e malum başka dünya olmadığı ve varsa da bilmediğimiz için, evrenseldir. hatta arsızca söylersek, uhrevidir, zamanı ve mekanı talidir.
buna inanmazsak bizden bi bok olmaz. çünkü insan eninde sonunda bir gece ayışığına bakarken uydurduğu meta-narrative’lere inanan bi hayvandır. inanma özelliğimizi yitirirsek, sadece hayvanlığımız kalır ki, bunun hayvanlar aleminin hanesine bir artı olarak yazılacağı çok şüphelidir.
sorun şu: bu, “bir gün mutlaka” anlamına gelmemelidir. ileriye dönük böyle bir çarpıtmanın kimseye faydası olmamıştır. yaşadığımız şu güzel günlerin hunharca katledilmesine izin veremeyiz.
güneş en güzel geniş zamanda doğar…
abimiz, kardeşimiz, ciğerimiz büyük şairin de katılabileceği gibi, en güzel güneş daha doğmamıştır. ama bu bir gün doğacağı anlamına da gelmez.
mühim olan, kapının açık bırakılmasıdır. çünkü o kapının ardında, “kapıları çalan benim” diyen bir kız çocuğu vardır. ve biz o kız çocuğunun, isminin gülistan olması ihtimal dahilindedir, öyle sokakta kalmasını istemeyiz.
nice bayramlara efendim…
Bu aralar “zinde kuvvet” lafını biraz sıkça kullanır oldum, düşününce biraz anlamlı da geldi. Aslında bununla demek istediğim “politik toplum”dan başka bir sey değil. Bilindiği gibi zinde kuvvet lafı 1960’ların siyasal jargonundan kalma. Belki geçmişi de vardır ama politikada etkili kesimleri, somut olarak da 60’ların Türkiyesinde ordu, gençlik, aydınlar ve belki o zaman için işçi sınıfının bir kesimini de ifade ediyor. Şimdi kimler bu zinde kuvvetler? Neyse… bu soru bi yana, siyaseti böyle düşünmek demokrasi dediğimiz şey her ne ise onun yarattığı bir ilüzyondan kurtarıyor bizi. Bu ilüzyon şudur: Her birey, belli bir toprağın üzerinde yaşamak yani varolmak nedeniyle otomatik olarak politik kabul edilir ve genel oy hakkı bu varsayımın en somut halidir. Elbette bireylerin politika yapma hakları bir sürü yasa ile mümkün kılınır ama bunun en çok göründüğü an elbette seçimlerdir. Bu esasında güçlü bir ilüzyondur çünkü, bir kere o ülkede yaşayan bir ...
Yorumlar