Malum kemalistler, biz kaç kişiyiz, diye soruyorlar. Haklılar da, ne oldukları belli, sadece sayılarını merak ediyorlar.
Peki sosyalistlere ne demeli? Onların ne oldukları belli mi? Bir açıdan evet, yüzlerce yıllık geleneğin temsilcileri olarak var bir sürü nitelikleri. Belki haddinden fazla…
Peki sosyalistlerin somut, açık, herkesin anlayabileceğ, anlamasa da olumlu ya da olumsuz bağ kurabileceği bir kimliği var mı? Sanırım yok. O yüzden de, biz kimiz, diye sorma vakti… Express bir süre önce, Hrantın cenazesindeki kalabalığın fotoğrafına, biz nerdeyiz, sorusunu iliştirmişti. O da anlamlı bir soruydu.
İki sene kadar once Ignacio Ramonet Fidel’le uzun bir röportaj yaptı ve bu yayımlandı. Röportajın en ilginç yanı Fidelin, bu yaşlı adamın, biz kimiz, sorusu üzerine son derece yenilikçi, cesur bir şekilde düşünmesiydi. Saplantıdan, sabit fikirlilikten, sekteryan takıntılardan eser yoktu… Hararetle tavsiye olunur…
Berlin’de bir hayalet dolaşıyor: Türkiyeli yeni diaspora. Sevdikleri biçimde söylersek New Wave-Yeni Dalga’cılar. Bir de eskisi var elbette. Daha doğrusu, New Wave kendine yeni derken, kendinden öncekilere de eski demiş oluyor. Yeni diaspora Almanya’ya "ben senin bildiğin Türklerden değilim” diyor. Yeni Dalga eğitimli, genç ve hırslı. Eski Dalga da gençti, ancak Türkiye’nin köylerinden gelen genç köylülerdi. Bir zamandan başka bir zamana geldiler. Kimse umursamadı ama zamanı sırtlarında taşıdılar. Eski Dalganın sırtında kocaman bir kambur var, dışarıdan bakan sadece kamburu görüyor. İçerden görünen ise, Sivas, Çorum ve Varto. Yeni Dalga, aksine, zaman değil, mekan değiştirdi. Türkiye’nin millenial kuşağı Berlin’de aynı zamanı yaşadıklarını düşündükleri çocuklarla komşu oldular. Biraz daha geriye gidersek Yeni Dalga Erdoğan’ın Türkiye’sini önce beğenmedi, sonra şöyle bir silkeledi (Gezi’de), sonra da siyasetin doğuda pek kibar bir şekilde yapılmadığını farkederek, Türk
Yorumlar