Ben saf bi insan oldugum icin artik su heyecanli devrim/muhalefet gunlerinde doktriner marksistligin ve kendinden menkul orgutculugun sonuna geldigimizi dusunmustum: E yani solun yas ve ruh olarak biraz buyumesi icin bi kirk yil daha mi lazim? Ama bazilari icin birkac bin yil lazim.
Merakli okuyucu ornek ister…
buyrun, Stefo Benlisoy’un yeniyoldaki yazisinin kisa ozeti icin bkz benlisoy
Azizim Benlisoy lutfen somut durumun soyut degil somut analizini yapiniz!
Diger ornek usual suspect’ten, tkp’den geliyor, Aydemir Guler, son bir iki yazisinda devrimci sinizmin, kabiz bir diyalektik uslupla yazilmis parlak orneklerini veriyor.
Bkz aydemir
Benim azizim Guler’e nacizane tavsiyem devrimin guncelligi uzerine daha az, siyasetin guncelligi uzerine daha cok dusununuz!
Bottom line: biraz rahatlayin kardesim! Duygularinizi/kalbinizi dinleyin, ki siyaset biraz duygu isidir!
Berlin’de bir hayalet dolaşıyor: Türkiyeli yeni diaspora. Sevdikleri biçimde söylersek New Wave-Yeni Dalga’cılar. Bir de eskisi var elbette. Daha doğrusu, New Wave kendine yeni derken, kendinden öncekilere de eski demiş oluyor. Yeni diaspora Almanya’ya "ben senin bildiğin Türklerden değilim” diyor. Yeni Dalga eğitimli, genç ve hırslı. Eski Dalga da gençti, ancak Türkiye’nin köylerinden gelen genç köylülerdi. Bir zamandan başka bir zamana geldiler. Kimse umursamadı ama zamanı sırtlarında taşıdılar. Eski Dalganın sırtında kocaman bir kambur var, dışarıdan bakan sadece kamburu görüyor. İçerden görünen ise, Sivas, Çorum ve Varto. Yeni Dalga, aksine, zaman değil, mekan değiştirdi. Türkiye’nin millenial kuşağı Berlin’de aynı zamanı yaşadıklarını düşündükleri çocuklarla komşu oldular. Biraz daha geriye gidersek Yeni Dalga Erdoğan’ın Türkiye’sini önce beğenmedi, sonra şöyle bir silkeledi (Gezi’de), sonra da siyasetin doğuda pek kibar bir şekilde yapılmadığını farkederek, Türk
Yorumlar