Ana içeriğe atla

Uzun Sonbahar'a giris notlari

- radikal’in zaman’lasmasi. her konuda hukumetin apolojisini yapma isi, akif beki’nin kosesinden mansetlere tasindi. son donem kurt sorunu haberleri kotu niyetli ve tarafgir. psikolojik savas icin zaten hukumetin elinde yeterince gazete yok mu? 


- Bir gazetemiz bile yok, anliyor musunuz?


-akif beki’yi gecen akmerkez’de gordum. yani bu yeni islami elitin ahmet hakan’dan farki nisantasi yerine akmerkez’de takilmak midir? ayrica kendisi ve surekasinda para bulmus taze futbolcu havasi yok degildi. neyse, bir sure sonra herhalde paralarini da iktidarlarini da sindirirler.


- bir zamanlar anadolu: bu sonbaharin ilk guzel seyi. NBC bu kez iyi is cikarmis. Uc maymun’da NBC’nin baska dunyalara (baldiriciplaklarin dunyasi) girmeye calismasini, Iklimler’de de kendi ic dunyasini sevmemistik. NBC bu kez, biraz da yardimla, guzel bir tasra hikayesi cikarmis. Biraz sahici ve icerden bir senaryo, biraz yilmaz erdogan/ercan kesal’li saglam bi cast biraz da turk aydininin imdadina her zaman yetisen rus edebiyatindan cehov katkisi. NBC’nin magnum opusu.  


- kongre hareketi yavas yavas ilerliyor, guzel seyler olmasini umuyoruz. eli yuzu duzgun bir sol hareket, cehaletin, irkciligin, yuzeyselligin, ve iktidara tapinmanin norm haline geldigi su ugursuz gunlerde bize biraz nefes aldirabilir…


- ‘Eternal’ kurdish question uzerine: Son donem olup bitenler uzerine, Aysel Tugluk guzel bir yazi yazdi. AKP’nin kurt politikasinda neden U-donusu  yaptigi sorusu hala net degil? Tugluk zaten hic niyetleri yoktu diyor. Belki de oyle ama ben arap bahari ile bir ilgisi oldugunu saniyorum. Eger ilgisi varsa, yani yeni middle east cografyasinda bugun ozerklik veririz, yarin bu ayriliga gider diye dusundulerse, sorun sadece bir 10 yil otelenmis olur? ben hep diyorum, idare-i mashalatcilik ve iktidara yapismanin her turlu diger seyi oncelemesi bu ulkede elitlerin (geleneksel ve islami olanlarin hepsi) ortak yonetme sekli. bunun otesinde bir sofistikasyon aramak bosuna..


- to be continued… 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Berlin'de Yeni ve Eski Dalga

Berlin’de bir hayalet dolaşıyor: Türkiyeli yeni diaspora. Sevdikleri biçimde söylersek New Wave-Yeni Dalga’cılar. Bir de eskisi var elbette. Daha doğrusu, New Wave kendine yeni derken, kendinden öncekilere de eski demiş oluyor. Yeni diaspora Almanya’ya "ben senin bildiğin Türklerden değilim” diyor. Yeni Dalga eğitimli, genç ve hırslı. Eski Dalga da gençti, ancak Türkiye’nin köylerinden gelen genç köylülerdi. Bir zamandan başka bir zamana geldiler. Kimse umursamadı ama zamanı sırtlarında taşıdılar. Eski Dalganın sırtında kocaman bir kambur var, dışarıdan bakan sadece kamburu görüyor. İçerden görünen ise, Sivas, Çorum ve Varto. Yeni Dalga, aksine, zaman değil, mekan değiştirdi. Türkiye’nin millenial kuşağı Berlin’de aynı zamanı yaşadıklarını düşündükleri çocuklarla komşu oldular. Biraz daha geriye gidersek Yeni Dalga Erdoğan’ın Türkiye’sini önce beğenmedi, sonra şöyle bir silkeledi (Gezi’de), sonra da siyasetin doğuda pek kibar bir şekilde yapılmadığını farkederek, Türk

vicdan

ahlak üzerine çok şey söylenmiştir herhalde, ve ben bu konuda çok da düşünmüş bir kişi değilim. ama şunun farkına vardım: ahlakın olmadığı yerde politika da olmaz. vicdanın olmadığı yerde en doğru söz gevezeliğe dönüşüyor. further readings: 1. Ramonet, “Castro ile Söyleşi” 2. Yıldırım Türker’in tüm yazıları 3. ‘48 Elyazmaları’ndan ilgili bölümler 4. Orhan Kemal’den bir iki öykü vs…

çocukken

Biz çocuktuk, televizyonda aydın güven gürkan konuşuyordu, ya da ercan karakaş ya da hikmet çetin ya da fikri sağlar, ne farkeder, o eski shpliler hep aynı değil miydi zaten? gür bıyıklı, aydınlık bakışlı, güleç yüzlü. güzel insanlardı sanki. çocuktuk ve bize öyle gelmişti. özalın hacıağa kılıklı, kırmızı yanaklı, göbekli, üç kağıtçi tipli bakanlarına (hasan celal güzel mi yoksa?) kıyasla shp’liler mahallenin akıllı uslu geleceği parlak çocuklarıydı sanki. çocukken bağdat’ı canlı yayında bombalıyorlardı biz kahvaltı ederken. özal o zamanlar pek sevilmiyordu. inönü vardı sonra ama ne olduğunu anlamamıştık, boyu uzundu ve garip şakalar yapıyordu. Biz cocuktuk ve sonra pazarları akşam sokakta top oynamaktan gelirdik, ama eve ödev yapmak için değil. bizimkiler izlenecek, sonra spor stüdyosu, sonra banyo ve ödevler yapıldı mı telaşıyla yatak. annemiz şimdiki anneler gibi değildi, ödevlerini yaptın mı diye sormazlardı? çocukken biz, odevini yapan yapardı, adam olacak çocuk olurdu, zorla güz