olup biteni pek takip edemedigim su tuhaf zamanlarda:
1. lenin`in rusyada kapitalizmin gelismesinde bazi tartismali tezler oldugunu,
2. rooney`in yeni sozlesmesiyle aldigi haftalik 30 bin pound icin “anasinin sutu kadar helal olsun” denilemeyecegini,
3. tayyibin bir toki acilisina gonderdigi mesajin iceriginin pekala bir keynezyen iktisatcinin elinden cikmis olabilecegini, ve bu cihetten bakinca, ultra liberal abimin yuce hukumetimizi komunist bulmasinda kucuk de olsa bir haklilik payi bulunabilecegini,
5. haginin takimimizin basina gelisinin ayni zamanda hem dokunakli hem de neseli bi hareket oldugunu,
saygilarimla belirtmek isterim…
Berlin’de bir hayalet dolaşıyor: Türkiyeli yeni diaspora. Sevdikleri biçimde söylersek New Wave-Yeni Dalga’cılar. Bir de eskisi var elbette. Daha doğrusu, New Wave kendine yeni derken, kendinden öncekilere de eski demiş oluyor. Yeni diaspora Almanya’ya "ben senin bildiğin Türklerden değilim” diyor. Yeni Dalga eğitimli, genç ve hırslı. Eski Dalga da gençti, ancak Türkiye’nin köylerinden gelen genç köylülerdi. Bir zamandan başka bir zamana geldiler. Kimse umursamadı ama zamanı sırtlarında taşıdılar. Eski Dalganın sırtında kocaman bir kambur var, dışarıdan bakan sadece kamburu görüyor. İçerden görünen ise, Sivas, Çorum ve Varto. Yeni Dalga, aksine, zaman değil, mekan değiştirdi. Türkiye’nin millenial kuşağı Berlin’de aynı zamanı yaşadıklarını düşündükleri çocuklarla komşu oldular. Biraz daha geriye gidersek Yeni Dalga Erdoğan’ın Türkiye’sini önce beğenmedi, sonra şöyle bir silkeledi (Gezi’de), sonra da siyasetin doğuda pek kibar bir şekilde yapılmadığını farkederek, Türk
Yorumlar