Ana içeriğe atla

Kurt acilimi

Acilim tam bir cikmaza suruklendi. herkes dis konjonkturun ne kadar uygun oldugunu anlatiyor, ama bakalim ic konjonktur o kadar uygun mu?
akp firsati kullanmak istiyor ama turkiye o kadar bolundu ki, bunu yapacak hali kalmadi. belki baslangicta kurtlere birtakim haklar vererek bitireceklerini dusunduler ama is karmasiklasti. chp ya da mhp destegi olmadan akp`nin acilim sansi yok, dtp ile yalniz kalmayi kaldiramaz. bunun icin de chp-mhp destegi olmadan dtp otelenmek durumunda. diyarbakirdaki dtp operasyonlari bosa degildi. bu birinci secenek, ama sonuc gostermelik bir 2005 esintisinin otesine gecemeyecek.
ikinci secenek chp-mhp destegiyle kurtlerle masaya oturmak. en azindan chp destegi elzem. ancak bu da ciddi hicbir noktaya dokunmamayi gerektiriyor. anayasa degismeyecek ve af cikmayacak. peki o zaman neyin acilimi olacak bu?
ucuncu olasilik ise gene chp ya da mhp destegiyle, dtp ile konusmadan reformlar yapmak. dtp`yi muhatap almadan onlarin da taleplerini de kismen icerecek sekilde davranmak. bu kurt siyasetini izole etmeyi amaclar. ve ne kadar basarili olacagi orta vadede belli olur.
ic siyaseti bu kadar bolunmus, guvensizligin bu kadar yaygin oldugu, hesaplasmalarin bir turlu bitmedigi bir toplumda Kurt sorunu nasil cozulecek?
israil`de derlermis ki: Isci Partisi baris diye gelir savas yapar. Likud savas diye gelir baris yapar!
Kimbilir belki ibre savas diyenlere donecek!!!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Berlin'de Yeni ve Eski Dalga

Berlin’de bir hayalet dolaşıyor: Türkiyeli yeni diaspora. Sevdikleri biçimde söylersek New Wave-Yeni Dalga’cılar. Bir de eskisi var elbette. Daha doğrusu, New Wave kendine yeni derken, kendinden öncekilere de eski demiş oluyor. Yeni diaspora Almanya’ya "ben senin bildiğin Türklerden değilim” diyor. Yeni Dalga eğitimli, genç ve hırslı. Eski Dalga da gençti, ancak Türkiye’nin köylerinden gelen genç köylülerdi. Bir zamandan başka bir zamana geldiler. Kimse umursamadı ama zamanı sırtlarında taşıdılar. Eski Dalganın sırtında kocaman bir kambur var, dışarıdan bakan sadece kamburu görüyor. İçerden görünen ise, Sivas, Çorum ve Varto. Yeni Dalga, aksine, zaman değil, mekan değiştirdi. Türkiye’nin millenial kuşağı Berlin’de aynı zamanı yaşadıklarını düşündükleri çocuklarla komşu oldular. Biraz daha geriye gidersek Yeni Dalga Erdoğan’ın Türkiye’sini önce beğenmedi, sonra şöyle bir silkeledi (Gezi’de), sonra da siyasetin doğuda pek kibar bir şekilde yapılmadığını farkederek, Türk

vicdan

ahlak üzerine çok şey söylenmiştir herhalde, ve ben bu konuda çok da düşünmüş bir kişi değilim. ama şunun farkına vardım: ahlakın olmadığı yerde politika da olmaz. vicdanın olmadığı yerde en doğru söz gevezeliğe dönüşüyor. further readings: 1. Ramonet, “Castro ile Söyleşi” 2. Yıldırım Türker’in tüm yazıları 3. ‘48 Elyazmaları’ndan ilgili bölümler 4. Orhan Kemal’den bir iki öykü vs…

çocukken

Biz çocuktuk, televizyonda aydın güven gürkan konuşuyordu, ya da ercan karakaş ya da hikmet çetin ya da fikri sağlar, ne farkeder, o eski shpliler hep aynı değil miydi zaten? gür bıyıklı, aydınlık bakışlı, güleç yüzlü. güzel insanlardı sanki. çocuktuk ve bize öyle gelmişti. özalın hacıağa kılıklı, kırmızı yanaklı, göbekli, üç kağıtçi tipli bakanlarına (hasan celal güzel mi yoksa?) kıyasla shp’liler mahallenin akıllı uslu geleceği parlak çocuklarıydı sanki. çocukken bağdat’ı canlı yayında bombalıyorlardı biz kahvaltı ederken. özal o zamanlar pek sevilmiyordu. inönü vardı sonra ama ne olduğunu anlamamıştık, boyu uzundu ve garip şakalar yapıyordu. Biz cocuktuk ve sonra pazarları akşam sokakta top oynamaktan gelirdik, ama eve ödev yapmak için değil. bizimkiler izlenecek, sonra spor stüdyosu, sonra banyo ve ödevler yapıldı mı telaşıyla yatak. annemiz şimdiki anneler gibi değildi, ödevlerini yaptın mı diye sormazlardı? çocukken biz, odevini yapan yapardı, adam olacak çocuk olurdu, zorla güz