birincisi, çocukluğumuzun gür bıyıklı aslan sosyal-demokratlarından ercan karakaş’ın kös kös chp’ye dönmesi, her seçim sonrası, her chp mağlubiyetinde, kollarını sıvalı poz veren o eski shp’lilerin oynadığı farsın sonunu işaretliyordu. o da belli ki ümidini kesmiş, yaş kemale ermeden bi işin ucunu tutayım, dedi.
diğeri, geçen gün tv’de gördüm, o anşı şanlı, son kırk yılın baba isimlerinden mümtaz soysal’ın şaşkın ve sesi titrek haliydi: askerler darbe yapmayı düşünebilir, ne var bunda, kötü birşey ama suç değil, diyordu. nerden nereye… yanında ise şimdinin liberal gevezelerinden, nihayet muktedirlerin gücünü arkasına almış biri bağıra çağıra konuşuyodu üstelik. eski mümtaz soysal olsa ona haddini bildirmez miydi?
bi yalçın küçük kaldı bağıran çağıran. o da cenaze namazı kılınan kemalizmin tabutunu sırtında taşıyor gururla… küçük biraz zamanlama hatası yapmadı mı sizce de?
bence herkes can dündar’ı can kulağıyla dinlemeli, ve mustafa’yı aklında değil kalbinde taşımaya razı olmalı…
Berlin’de bir hayalet dolaşıyor: Türkiyeli yeni diaspora. Sevdikleri biçimde söylersek New Wave-Yeni Dalga’cılar. Bir de eskisi var elbette. Daha doğrusu, New Wave kendine yeni derken, kendinden öncekilere de eski demiş oluyor. Yeni diaspora Almanya’ya "ben senin bildiğin Türklerden değilim” diyor. Yeni Dalga eğitimli, genç ve hırslı. Eski Dalga da gençti, ancak Türkiye’nin köylerinden gelen genç köylülerdi. Bir zamandan başka bir zamana geldiler. Kimse umursamadı ama zamanı sırtlarında taşıdılar. Eski Dalganın sırtında kocaman bir kambur var, dışarıdan bakan sadece kamburu görüyor. İçerden görünen ise, Sivas, Çorum ve Varto. Yeni Dalga, aksine, zaman değil, mekan değiştirdi. Türkiye’nin millenial kuşağı Berlin’de aynı zamanı yaşadıklarını düşündükleri çocuklarla komşu oldular. Biraz daha geriye gidersek Yeni Dalga Erdoğan’ın Türkiye’sini önce beğenmedi, sonra şöyle bir silkeledi (Gezi’de), sonra da siyasetin doğuda pek kibar bir şekilde yapılmadığını farkederek, Türk
Yorumlar